Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleğinden ihraç edilen uzman fizyoterapist Ali Osman Çırak, Bosna Hersek’te ailesiyle buluştuğu sırada geçirdiği trafik kazasında eşi Yasemin Çırak ve iki çocuğuyla birlikte hayatını kaybetti. Bu trajik olay, KHK mağdurlarının yaşadığı zorlukları bir kez daha gözler önüne seriyor.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK’lar ile on binlerce kişi kamudaki görevlerinden ihraç edildi. Bu süreçte, birçok kişi hukuki süreçleri tamamlanmadan ve savunma hakları ellerinden alınarak işlerinden oldu. İhraç edilenler, sadece mesleklerinden değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik haklarından da mahrum bırakıldı.
KHK’lıların yaşadığı mağduriyetler arasında intihar vakaları, psikolojik travmalar, boşanmalar ve ekonomik sıkıntılar dikkat çekiyor. Özellikle, “sivil ölüm” olarak tanımlanan bu süreçte, bireyler toplumsal hayattan dışlanma, damgalanma ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
Ne yazık ki, Ali Osman Çırak ve ailesinin yaşadığı trajedi, KHK mağdurlarının karşılaştığı ilk acı olay değil. Daha önce de birçok KHK’lı, yaşadıkları baskı ve zorluklar nedeniyle hayatını kaybetti. Örneğin, kanser tedavisi gören bazı KHK’lılar, ihraç edilmeleri nedeniyle sağlık hizmetlerine erişimde zorluk yaşamış ve bu süreçte hayatlarını kaybetmişlerdir. Türkiye’de hem iktidar hem de muhalefet partileri, KHK’lıların yaşadığı sorunlara yeterince eğilmiyor. Bu durum, KHK’lıların sorunlarının çözümünü daha da zorlaştırıyor. Ali Osman Çırak ve ailesinin yaşadığı bu acı olay, KHK mağdurlarının karşılaştığı zorlukların ve adalet arayışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Toplum olarak, bu mağduriyetlerin giderilmesi için birlikte hareket etmeli ve adaletin tesisini sağlamalıyız.