Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, ABD yüksek öğrenim sektörü için potansiyel bir çalkantı döneminin sinyalini veriyor. Son seçimdeki zaferi onu yalnızca Amerikan siyasetinde kutuplaştırıcı bir figür olarak geri getirmekle kalmıyor, aynı zamanda akademik politikalarda ve yönetimde önemli değişiklikler için bir katalizör de yapıyor. Bu zafer, ufukta kapsamlı değişikliklerin muhtemel olduğu birinci dönem eğitim politikalarının devam edeceğini ve yoğunlaşacağını düşündürüyor.
Artan Denetleme ve Potansiyel Reformlar
Trump yönetiminin, sektördeki büyük reformların savunucularını güçlendirebilecek kolejler ve üniversiteler üzerindeki denetlemeyi artırması bekleniyor. Bu, yüksek öğrenimin, yetersiz kayıtlar ve üniversite eğitiminin maliyetiyle ilgili artan kamu hayal kırıklığı nedeniyle tarihi istikrarsızlıkla karşı karşıya olduğu bir zamana denk geliyor. Yeniden seçilme, özellikle ideolojik ve mali nedenlerden dolayı kurumlara bakışı ve yönetilme biçimini değiştirebilir.
Politika Değişiklikleri ve İdari Eylemler
Trump, önceki döneminde kâr amacı güden kolejlerin denetimini azaltmış ve saldırıyla suçlananlar için usulüne uygun yargılama korumasını artırmak amacıyla Title IX düzenlemelerini değiştirmişti. Önceki politikaları genellikle federal kontrolü azaltmaya ve eğitim kurumlarında muhafazakar değerleri teşvik etmeye yönelikti. Trump’ın ikinci döneminde, kolej akreditasyon süreçlerinin yeniden yapılandırılması ve ideolojik olarak taraflı olarak algıladığı kampüslere yönelik baskı gibi daha radikal değişiklikler görülebilir.
Kampüs Kültürü ve Uluslararası Öğrenciler Üzerindeki Etki
Trump’ın söylemleri ve politikaları, özellikle çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık girişimleri etrafında devam eden kampüs kültürü tartışmalarını da alevlendirebilir. Trump yönetimi, yalnızca derslerin nasıl öğretileceğini değil, ABD’de kimin eğitim görmesine izin verileceğini de etkileyen kısıtlamalar getirebilir. Filistin yanlısı konuşmaları sınırlama ve protestolara katılan uluslararası öğrencileri sınır dışı etme önerileri, kampüs dinamiklerini önemli ölçüde değiştirebilecek politikalar için bir potansiyel olduğunu düşündürmektedir.
Eğitim Bakanlığı’nın Geleceği ve Federal Eğitim Politikaları
Trump’ın ikinci dönemindeki en önemli belirsizliklerden biri, Eğitim Bakanlığı’nın rolü ve varlığıdır. Trump, kontrolü eyaletlere geri kaydırarak eğitim manzarasını kökten değiştirecek bir hamle olan eğitim bakanlığını kaldırma arzusunu dile getirmişti. Böyle bir hamle, eğitim yönetimini merkezden uzaklaştırabilir ve ülke çapında bir standartlar ve düzenlemeler karmaşasına yol açabilir.
Yasama ve Yürütme Zorlukları
Hem Senato’da hem de Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi çoğunluk ile Trump, eğitim gündemini ilerletmek için önemli bir desteğe sahip olacaktır. Bu, Biden’ın transgender öğrenciler için korumalar ve -Başkanlık kararıyla oluşturulan ve bu nedenle geri alınması daha kolay olan- yeni öğrenci kredisi geri ödeme planları gibi birçok eğitim politikasını iptal etmeyi içerebilir.
Gelecek
Trump Oval Ofis’e yeniden girmeye hazırlanırken, akademik dünya kendisini Amerikan yüksek öğreniminin hatlarını derin ve kalıcı şekillerde yeniden şekillendirebilecek liderliğinin etkisine hazırlıyor. Kurumlar, eğitimciler, öğrenciler ve politika yapıcılar bu nedenle teyakkuzda, Amerika Birleşik Devletleri’nde yüksek öğrenimin değerini ve işlevini yeniden tanımlayabilecek önemli bir değiş