RAPORLAR & MAKALELER

0

Akademik Yıkımın Arkaplanı: Türkiye’de Ne Oldu?

Türkiye, müslüman nüfusuyla demokrasi ve laikliği, söylem olarak da olsa, bağdaştıran bir ülke görünümündeydi. 2002’de iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi başlangıçta demokrasi yanlısı imaj oluşturdu. Türkiye Avrupa Birliği’ne (AB) uyum için önemli adımlar attı ve özgürlükleri genişletti. Ancak zaman içinde partide bütün kontrol tek adamda (R. T. Erdoğan) toplandı. Erdoğan ve yakın çevresi 2010’daki Anayasa Referandumu ve 2011 Genel Seçim başarısı sonrasında ülkede yeterince güç devşirdiklerini düşünerek hızla otoriterleştiler.


Türkiye’de Gasp Edilen 15 Vakıf Üniversitesi

Türkiye, 15 Temmuz 2016 gecesi başlayan garip “darbe teşebbüsü” sonrası bir rejim değişikliği yaşadı. Yaklaşık beş yıl öncesinden başlayan otoriterleşme bu “garip darbe girişimi” sonrasında Olağanüstü Hal (OHAL) Rejminine evrildi. OHAL Rejimi, Hükümete Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile olağanüstü yetkiler veriyordu ancak Hükümet bütün teamülleri ve Anayasa’yı da çiğneyerek bu yetkisini sınırsız şekilde kullandı. 23 Temmuz 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 667 nolu Olağanüstü Hal Kararnamesi (KHK) ile 15 Vakıf Üniversitesi kapatıldı.


Mevlana Üniversitesi – Konya

Mevlana Üniversitesi, Konya’nın Selçuklu ilçesinde 2011 yılında eğitime başlayan bir vakıf üniversitesidir. Temmuz 2016’da 196 öğretim üyesi, 3784 lisans, 349 yüksek lisans ve 36 doktora öğrencisiyle öğretimine devam etmekteydi. Üniversitenin; Tıp, Eğitim, İşletme, Mühendislik ve Hukuk olmak üzere beş fakültesi, dört yüksek okulu, üç enstitüsü ve üç araştırma merkezi bulunmaktaydı. Üniversite kısa eğitim süresinde modern eğitim binaları, eğitim hastanesi ve çeşitli sosyal ve sportif aktivite imkanları ile dünyanın her tarafından gelen öğrencilerine hizmet vermekteydi. 2015 yılında bazı yönetici ve akademisyeleri hedef alan polis operasyonları yaşandı. 2016 Haziran ayında ise üniversitenin kurucu vakfı görevde alınarak üniversite doğrudan kontrol edilmeye çalışıldı.


Süleyman Şah Üniversitesi – İstanbul

Süleyman Şah Üniversitesi, eğitim faaliyetlerine 2010 yılında İstanbul’da başlayan bir vakıf üniversitesidir. Temmuz 2016’da 84 akademisyeni, yaklaşık 2500 lisansüstü ve lisans öğrencisi aktif olarak Üniversite’de eğitimlerine devam ediyordu. Üniversite; Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi olmak üzere üç fakülte; Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü olmak üzere iki yüksek lisansüstü enstitüsü ve bir İngilizce Dil Okuluna sahipti.


Canik Başarı Üniversitesi – Samsun

Canik Basari Üniversitesi, Samsun’un Canik ilçesinde 2012 yılında eğitime başlayan bir vakıf üniversitesidir. Temmuz 2016’da 70 akademisyen ve 2220 öğrencisiyle öğretimine devam etmekteydi. Üniversitenin; Eğitim Fakültesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi olmak üzere dört fakültesi, iki enstitüsü ve dört araştırma merkezi bulunmaktaydı. Üniversite denize nazır modern binaları ve iyi hazırlanmış eğitim programları ile yerli ve yabancı öğrencilerine hizmet vermekteydi. Üniversite, Aralık 2013’de Hükümetin yolsuzluklarını ortaya çıkaran polis operasyonları sonrasında, Erdoğan taraftarlarının hedefi haline geldi. Hükümet yanlısı ulusal ve yerel basında aleyhinde çok sayıda yalan haber yapıldı. 2016 Haziran ayında ise üniversitenin kurucu vakfı görevde alındı ve 21 Temmuz 2016’da Rektör görevden alınarak yerine yenisi atandı.


Şifa Universitesi-İzmir

Şifa Üniversitesi, 2010 yılında İzmir’de kurulan sağlık alanında uzmanlaşmış bir üniversiteydi. Üniversite İzmir Şehir Merkezinde 30 yıldan beri hizmet veren Şifa Hastanelerinin dönüştürülmesi ile kuruldu. “Türkiye’nin Sağlık Üniversitesi” sloganıyla yola çıktı. Şifa Üniversitesi Hastaneleri İzmir’de 13 sağlık merkezinde toplam 800 yatak kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük sağlık gruplarından biriydi. Günde yaklaşık 6.000 hastaya sağlık hizmeti veriyorlardı. Temmuz 2016’da kapatıldığı zaman; toplam 322’si akademisyen, 395’i tıp doktoru olmak üzere yaklaşık 2200 çalışanı ve 2.663 öğrencisi vardı. Şifa Üniversitesi’nin üç fakültesi vardı: Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi. Şifa Üniversitesi her alanda en yüksek standartlarda hizmet üretmekteydi.


Zirve Üniversitesi – Gaziantep

Zirve Üniversitesi, Gaziantep’te 2009 yılında eğitime başlayan bir vakıf üniversitesidir. Kapatıldığı Temmuz 2016 tarihinde 302 öğretim üyesi ve 9500 öğrencisiyle öğretimine devam etmekteydi. Üniversitenin; Eğitim Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İletişim Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakültesi olmak üzere dokuz fakültesi, on farklı dalda eğitim veren Meslek Yüksek okulu, üç enstitüsü ve dokuz araştırma merkezi bulunmaktaydı. Üniversite kısa eğitim süresinde modern eğitim binaları, modern araştırma merkezleri, eğitim hastanesi ve çeşitli sosyal ve sportif aktivite imkanları ile hizmet vermekteydi. Öğrencilerinin % 10’unu dünyanın her tarafından gelen uluslararası öğrenciler oluşturmaktaydı. Zirve Üniversitesi’nin kurucularını hedef alan baskılar 2016 yılında en yoğun boyuta ulaştı. Üniversite’ye 2016 Temmuz ayında kayyım atanarak görevden alındı.


Fatih Üniversitesi-İstanbul

Fatih Üniversitesi, Türkiye’de ilk kurulan vakıf üniversitelerinden biridir. Üniversite’nin ana kampüsü İstanbul’da olmakla beraber Tıp Fakültesi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Sağlık Meslek Yüksekokulu ve Meslek Yüksek Okulu 2013 yılına kadar Ankara eğitim verdi. Açılışından itibaren uluslararası öğretim üyesi ve öğrencilerin yoğun olarak bulunduğu Fatih Üniversitesi’nin 2016 yılında 14.011 öğrenci vardı ve bunların 1.214’ü dünyanın 102 farklı ülkesinden gelen öğrencilerdi. Ayrıca 81’i yurtdışından olmak üzere 476 akademisyen’le hizmet vermekteydi. Üniversitenin ana kampüsü Büyükçekmece Gölü kıyısındaki 50 dönümlük bir alanda yer almaktadır.


Gediz Üniversitesi Raporu – İzmir

Gediz Üniversitesi 2014 yılından itibaren Hükümet’in yoğun baskılarına maruz kaldı. Üniversite yönetimi bu baskılardan kurtulabilmek için mütevelli heyetinde değişikliğe gitti ve kamuoyuna açıklamalar yaptı…